İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​İKİNCİ YARIYIL

YAYINLAMA:

Global ekonominin birinci yarıyıl performansı beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Üstelik birçok risk faktörü canlıyken ekonomi yönetimleri testiyi kırmadan suyu taşımayı başardı. Ancak 2017 için hesaplamalara konu global risklerin hiçbirisi ortadan kalkmadı. Yılın ikinci yarısı için en kırılgan ekonomi olaraksa Türkiye ön plana çıkıyor. Bunun yanında en kırılgan para birimi olarak da TL global anlamda tartışılmaya devam ediyor.

Çünkü Türkiye, tüm risk faktörlerinin tamamından etkilenen tek ülke. Kore riski dahi ekonomimiz üzerinde belirleyici. Trump, FED, ECB, jeopolitik riskler gibi diğer unsurlar da canlı. Aslında ekonomimiz için hesaplanan risklerden Suriye sorununu hal yoluna koyabilsek tamamını bertaraf edebileceğimizi daha önce tartışmıştık. Bu bakımdan ikinci yarıyıl zorlu geçecek.

Türkiye’nin tüm risklerin etkisi altında olması çok yönlü siyasi ve ekonomik yapısı ile ilgilidir. Türkiye hiç olmadığı kadar global sistemle etkileşim halindedir. Bu durum avantajlar sunduğu gibi getirdiği risklere de katlanmak durumundayız.

Dahası elimiz kolumuz bağlı değil. Birçok değişkeni etkileyebilecek güçteyiz. Bu gücümüz sayesinde sürdürülebilir bir trend yakalamayı başardık. Ancak gücümüzü geçici çözümler üzerine kullanmaktayız. Asıl yapmamız gereken ise ekonomik sorunlarımızın kaynağı olan mevzuat sorunlarını aşmaktır. Mevzuat problemleri nedeniyle bazı alanlarda yatırım yapmak çok güçtür. Birçok sektörde yatırım yapmanın önünde, tüm risklerden çok yetersiz ve değişken mevzuat yatar.

Örneğin finans sektöründe faizsiz alanların düzenlenmemiş olması önemli tutarda kaynağın Türkiye’den uzak kalmasına neden olmaktadır. Rakamsal ifadesi serbest dolaşan 3,9 trilyon USD’dir. Ekonomik sekülerizm adı altında kraliçeyi güldürecek işler yapılmaktadır.

Gelişmekte olan ekonomilerin gelişmişlik geçişinin hala sadece sanayi yatırımlarından geçtiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz demektir. Gelişmişlik sağlıklı ve rekabetçi finansal piyasalar olmadan sağlanamaz.

Finans sektörü herhangi bir örnek olarak yazıya seçilmemiştir. Bu sektör mevzuat bakımından kritiktir. Çünkü düzenlemenin finans tarafında başlaması diğer sektörlerde daha sağlıklı mevzuat altyapısı hazırlanmasını sağlamaktadır. Bu nedenle diğer sektörlerin mevzuat sorunlarını tek tek ele almak yerine finansal düzenlemelerle sağlanacak dolaylı faydaya değinmekte yarar vardır. Yani bu alan bir motivasyon kaynağı olarak kullanılabilir. Modern ekonomi içinde herkes parayla iyi geçinmek eğilimdedir.

Motivasyonu sağlamak için erişilebilir, güçlü ve derinlikli bir finansal yapı kurmak mecburiyetindeyiz. Bunun içinde muhasebeden vergiye kadar etraflıca bir hukuki altyapı hazırlamak durumundayız. Olması gereken güç ve çeşitlilikte bir finansal yapı kurulduktan sonra sisteme akredite olmak isteyecek olan diğer sektörler mevzuat açısından daha hassas olacaktır. Böylece hukuki uyumluluk artacak eksiklikler daha güçlü şekilde dile getirilerek geliştirilecektir. Sonrasında ise güçlenen ulusal aktörlerin uluslararası finansal sisteme akreditasyon gelir. Bu aşamadan sonra tüm mevzuat sorunları çözülmek durumundadır. Böylece kendi mükemmelimizi elde edebiliriz.

Güçlü finansal sistem kurmak ise ekonomimiz için faizsizlikten başlamakla mümkündür. Çünkü bu yeni rekabet alanında üstünlüklerimiz bulunur. Faizsiz beslenen sarsılmaz bir ekonomik yapı üretebiliriz. Dahası iktisadi entegrasyon arttıkça siyasi olarak kendimizi daha iyi ifade etmemiz mümkün olacaktır.

SPK ve BDDK tüm sektörlerin çıkarı için faizsizlik anlamında mevzuatı hızlı biçimde geliştirmelidir. Para düzenlemeye gelir. Kaybedecek vaktimiz yoktur. AK Parti iktidarlarının 15. yılındayız. Finansal alan Partinin ilerici ve reformist yapısının en az hissedildiği ve seküler bağnazlığın tüm gücünü sürdürdüğü alan olarak ön plana çıkmıştır. Faizsizlik konusunda yapılması gerekenlerin çok uzağında olduğumuz bilinmelidir. Tek ciddi gelişim BDDK nezdindeki katılım bankacılığı dairesidir. Artık iş sıkı tutulmalıdır.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...