İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​FED, DEFLASYON VE YENİ DÜNYA

YAYINLAMA:

FED’in son toplantısının ardından USD kuru global ölçekte artış gösterdi. FED faizi sabit tutmasına rağmen önümüzdeki dönem için oluşturduğu algı politikası kurun artışında etkili oldu.

Ancak USD kurundaki artışlar dünyanın geneli üzerinde, girdi maliyetlerindeki artışlar nedeniyle enflasyonist etki yaparken güçlü bir ithalatçı olan Amerikan ekonomisi üzerinde kısa vadede deflasyonist etki yapmaktadır. Çünkü ABD’ye ihracat yapan ekonomilerin maruz kaldığı enflasyonist etki, ihraç mallarının kurdan kaynaklı fiyat azalışlarını karşılamamaktadır. Yani ABD’ye ihraç edilen mallar ucuzlamaktadır. Aynı durum Euro Bölgesi ekonomileri için de doğrudur.

Kriz sonrası gelişmiş ekonomilerin asıl sorunu olan deflasyon, FED’in algı politikalarıyla beslenmektedir. Böylece gelişmiş ekonomilerin krizden çıkışı, kurun artmasına neden olan her etki sonucunda ileri bir zamana sarkmaktadır. Bu ortamdan en büyük faydayı ise ABD’yi temel ihracat pazarı edinmiş olan Çin sağlamaktadır. Bu haliyle Çin, ABD’ye mal değil deflasyon ihraç etmektedir.

Diğer taraftan gelişmiş ekonomilerden ithalat pahalılaşmaktadır. Bu nedenle gelişmiş ekonomilerin ürünlerine talep azalmaktadır. Bu durum ABD ve AB ekonomileri için istihdamın artırılamamasına neden olduğundan iç talep desteklenememektedir. Talep yönlü daralmalarsa deflasyonu besleyerek krizi içinden çıkılmaz bir duruma sokmaktadır.

Bu etkiler ABD’li teknoloji şirketlerinin borsa değerleri üzerinden rahatlıkla okunabilir.

Ancak etki gecikmeli oluştuğundan FED, faiz kararı ile ilgili algı politikasını önce kurup her defasında ertelemektedir. Şimdi kurduğu algıyı da tekrar ertelemek durumunda kalacağı sene sonunda görülecektir. Bu durumda FED’in volatiliteden başka ürettiği ne kalıyor?

Gelişmiş ekonomilerdeki sarmal korumacı akımları besliyor. Bu durum, dünya siyasetini ve sosyolojisini de etkisi altına alıyor. Korumacılığın başarısı ise çok sınırlanmış durumda. Bu nedenle savaş gibi alternatif çıkış stratejileri geliştiriliyor.

Dünya iktisadi tarihi, ekonomik daralmalara savaşla çözüm arayan örneklerle doludur. Ancak kendini finanse edebilecek bir savaş kalmadığı ile ilgili yeterli fikir sahibi olup olmadığımız tartışmalıdır. Artık para için savaşanların kazanması mümkün değildir.

Ekonomiyle ilgili paradigmanın değişmesi gerekmektedir. Üretim ucuzlayıp, kolaylaşmakta ve belli merkezlerde toplanmaktadır. Artık insanlar arasında servet dağılımını sağlamak için meslekleri kullanamayacağımız bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Ortaklık modelleri ve zekât tipi sosyal vergilerin ön plana çıkacağı bir dünya oluşmakta.

Bu okumayı yapamayanlar kendileriyle beraber diğerlerine de zarar verip yok olup gidecektir. Çünkü modern insanı örgütleyen iktisadi menfaatleridir. Bu menfaatlerin edinilmesi veya korunması amacıyla bir arada yaşamayı kabul etmişlerdir. Modern insanı millet edinmiş olanlar, ekonomilerini kaybettiklerinde kendileri de yok olacaktır.

Şimdi iç değerlerimize dönme ve dünyayı da döndürme vaktidir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...