İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​İKİNCİ ARACI BEN ALIRIM

YAYINLAMA:

Yerli otomobil yapımı işi ile ilgili babayiğitler ortaya çıktı. Cumhurbaşkanımız ilk aracı bedeli mukabil alacağını beyan etti. İkinci aracı da ben almak isterim. Hatta bugün yapılsın alırım. Ne özelliklerde olursa olsun. Bu bir duruş meselesidir. Millilik kavramının altını dolduran bir meseledir. Otomobil bizim için bir semboldür.

Emperyalist karşıtı bir tutumdur. Türkiye’nin tezlerine ve bu milletin bu dünyadaki sorumluluğuna yakışan bir tutumdur. Nuri Demirağ’ın tutumu da böyledir. Vecihi Hürkuş’un emekleri de. Bu bakımdan yerli otomobil ifadesi yerine “milli otomobil” isimlendirmesi daha yerindedir.

Gene de meselenin ekonomik boyutuna bakmakta fayda vardır.

Temel ekonomik problemimiz cari açıktır. Yani döviz girdilerimiz döviz çıktılarımızı karşılamamaktadır. Bu sebepten ekonomimiz portföy yatırımlarını hedef alan manipülatif ataklara karşı açıktır. Üstelik portföy yatırımlarını cezbetmek üzere yüksek faiz sunulmaktadır.

Cari açık enerji ithal eden ülkelerin kaderi gibi bir haldir. Ancak genç ve dinamik Türkiye için enerjinin yanında teknoloji ürünlerinin ithalatı da cari açığı besleyen unsurlardır. En çok döviz harcadığımız teknoloji ürünlerinden birisi de otomobillerdir.

Milli otomobil yapmak fikri ekonomik olarak işte bu soruna bir pansumandır. Ancak bu soruna gerçekten pansuman olabilir mi? Olması için neler yapmak gerekir?

Bizde sanayinin üretim deseni, enerji dışındaki hammaddeler bakımından da ithalata dayalıdır. Yani diğer girdilerimiz de ithaldir. Örneğin tekstil sektöründe makineler ithaldir. İplik, granül, poy, pamuk ithaldir. Biz bu ithal girdilerle bir katma değer zinciri oluşturarak mamul elde ederiz. Sonra da bunu satarız. Yani üretim yaparken bile dış pazarlara açılamazsak yani ihracat yapamazsak cari açığı besleriz. Kısaca cari açıkla mücadele için hem yüksek katma değer sağlamalı hem ihracat yapmalıyız.

Eğer milli otomobil de mevcut üretim anlayışımızda farklılık olmadan geliştirilecekse cari açık sorununa çözüm üretmeyecektir. Milli değil yerli olacaktır. Yani üretim bandı ve tesis ithal, hammadde ithal, katma değer rakiplerle aynı ölçüde olacaksa ve sadece yurtiçi pazarı olacaksa istihdam, sermaye birikimi gibi konularda ekonomimize faydası olur. Ancak asıl elde edilmesi beklenen cari açık sorununun iyileştirilmesinde katkısı oldukça sınırlı kalacaktır.

Maksadın hasıl olması için ihracat odaklı bir üretim anlayışıyla işe başlamak gerekir. Buna paralel olarak rakiplerin üzerinde katma değer sunmak zorundayız. Çünkü bu aşamada girdilerin tamamı ithal olmak durumundadır. İleri zamanda girdilerin bir kısmı millileştirilebilir. Böyle bir yatırımda asıl olan tutundurma aşamasındaki stratejilerdir. Bu bakımdan tüm girdilerin ithal olduğu durumu düşünerek yerli otomobilin hibrit (karma) bir motor yapısına sahip olarak tasarlanması önemlidir. Fakat yeterli değildir.

İhraç pazarlarda tutundurmak için diğer bakımlardan da katma değerin yükseltilmesi gerekmektedir.

Anadol (çok severim) örneğiyle eleştirilebilecek olsa da bugün dünyanın en pahalı yolcu uçaklarından birisi karbon gövde tasarımındadır. Kasa veya kaporta olarak bilinen aksamlarda “Dreamliner” ismindeki bu uçaktan fikir alınması mümkündür.

Böylece alıcılara maliyet avantajı sağlanabilir ve metal kaynaklı maliyetler indirgenerek cari açığa yönelik ilave bir tedbir geliştirilebilir.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...