İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​FAİZ SORUNU

YAYINLAMA:

Faiz sorun olmaya devam ediyor. Bu sayede tartışmaların merkezindeki yerini de koruyor. Çünkü mesele incirin incir çekirdeğinden olup olmadığı sorusuyla aynı cevaba sahiptir. Çünkü faiz enflasyonun sonucudur, enflasyon da faizin.

Hazinenin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 13 seviyesine ulaşmış durumda. Aslında yüksek faizle erişmeye çalıştığımız sonuç bir dezavantajı avantaja çevirmektir. Dezavantajın kendisi enflasyondur. Enflasyonun yüksek olması yüksek faiz sunma imkânı sağlar. Böylelikle portföy yatırımları cezbedebilir.

Portföy yatırımlarına olan ihtiyacımızın nedeniyse cari açıktır. Yani ülkeye olan döviz girişiyle ülkeden olan döviz çıkışı arasındaki farktır. Enerji ithal eden, teknoloji tüketim iştahı yüksek olan bir ekonomi olduğumuzdan cari açık sorunu yaşarız. Cari açığın finanse edilememesiyse küçülme anlamına gelir. Küçülmeyse kriz demektir. Türkiye ekonomisinde cari açığın sadece kriz dönemlerinde kapanması bu yüzdendir.

Yüksek faizin kaderimiz olması da bu yüzdendir. Genellikle kader olarak yüksek enflasyondan bahsedilir. Fakat bir ülkenin kaderi yüksek enflasyonsa aynı zamanda yüksek faiz de kaderidir. Çünkü enflasyon faizi besler, faiz de girdi maliyeti olarak enflasyonu.

Bu tartışma da bu nedenle bugünden yarına bitirilemez. Fakat yüksek faiz yerine canlandırılan yatırım ortamı da cari açıkla mücadelede etkili olabilir. Hem de doğrudan yatırımlar biçimindeki portföy yatırımlarıyla sıcak para girişine göre daha da etkili olabilir.

Anlaşmazlığımız işte bu konudadır.

Eğer faizler yatırımı teşvik edici seviyelere çekilirse ekonomide istihdam artacaktır. İstihdam artışı talep artışını getirecek, talep artışı yeniden yatırım ve yeniden istihdam ve yeniden talep olarak ekonomiyi besleyecektir.

Piyasadaki canlılık doğal sonuç olarak portföy yatırımlarını doğrudan yatırım biçiminde cezbedecektir. Böylece cari açıkla sıcak para girişiyle olduğu gibi geçici olarak değil yapısal mücadele edilmiş olacaktır.

Fakat bu iyi anlatılmalıdır. Hikayesi sağlam yazılmalı ve ekonominin aktörlerinin inandırılması gerekmektedir. Böylece istenen hedefe ulaşmak mümkün olacaktır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...