İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​BÜYÜME

YAYINLAMA:

Büyüme rakamları Türkiye’nin şoklara karşı dayanıklılığını gösterdi. Son dönemde manipülatörlerin hedefi haline gelen piyasa, sürdürülebilirliğini fevkalade bir büyüme performansı ile ispatladı. Bunlar büyüme rakamının bize asıl anlattıkları.

Bir de satır arası notlar var. Yüzde 11 seviyesinin üzerindeki büyümenin satır arası notlarından en önemlisi Türkiye’de ekonominin artık politikadan bağımsız olarak kendi yolunda ilerlediğine ilişkin güçlü mesaj oldu.

KGF etkisinin 3. çeyrek verilerine sarktığı düşünülebilir. Büyümenin önemli kısmının tüketim harcamalarından geldiği de gerçektir. Fakat yatırım harcamalarının ve ihracatın büyümeye katkısı dahi başlı başına dünya ekonomilerinin büyüme ortalamasının üzerindedir.

Türkiye için ilk 10 ekonomi hedefi hayal değildir. Bunun delili olarak 2017 performansı önemli bir argümandır. Kaotik bir yılın ardından gelen büyüme başarısı tesadüf değildir. Mali disiplinin korunması ekonominin kendi potansiyelini sergilemesi için zemin ve tecrübe sağlamıştır. Artık kimse bu büyüme oranının arkasına gizlenemez. Yani Türk ekonomisi artık alelade yönetilemez. 2002 yılından bu yana sürdürülen ekonomi yönetimi başarısının en önemli çıktısı budur. Seçim meydanlarından popülizmin çekilmesi başarılmıştır.

Türk iş dünyasının elde ettiği tecrübe, global ölçekte rekabetin içinde önemli bir aktör olarak Türkiye’yi ön plana çıkarmıştır.

Bundan sonra ekonominin stabil bir seyir izleyen özellikte olacağını göreceğiz. Bu özellikteki ekonomiler, gelişmiş ekonomilerdir. Türkiye kısa zaman içinde gelişmekte olan ekonomiler kategorisinin üzerinde değerlendirilecektir.

Döviz Kuru

Bir önceki yazımda 3,98 seviyesinden 3,83 seviyesine doğru gelişen kurdaki düşüşü çoğu ekonomistin TCMB’nin algı politikasına bağlamasına ilişkin yorumlarda bulunmuştum. Düşüşteki ilişkiyi borsa ile ilişkilendirerek açıklayabileceğimize dair önemli argümanlar bulunduğunu ortaya koymuştum. TCMB’nin dünkü faiz kararı sonrası yeniden artışa geçen döviz kuru, geçen haftaki düşüşün tespitimizdeki gibi algı politikasının ürünü olmadığını ortaya koydu. Türkiye ekonomisi düşünülenin üzerinde bir direnç yanında değişkenler arası ilişkilerin karmaşıklaştığı bir yapıya kavuştu. Ekonomi konusunda yorum yapanlar değerlendirmelerini, bu yeni durumu göz önüne alarak yapmalıdır. Aksi takdirde faiz artışı sonrası kurun yükselmesi açıklanamaz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...