İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

SUSMAYA VAR MISIN?

YAYINLAMA:

Birbirimizi hiç dinlemiyoruz.

Dünyayı hiç dinlemiyoruz.

Tabiatı hiç dinlemiyoruz.

Şehirleri, eşyaları hiç dinlemiyoruz.

Neden mi, hiç susmuyoruz da ondan.

Devamlı konuşuyoruz.

Özellikle kadınlar, felaket ve ötesi.

Kadın plaj elbisesi, şapkası ve var olmanın dayanılmaz hafifliği içindeki gereksiz duyguları ile iskele merdivenlerden iniyor.

Benden başka kimse yok, ben de gazete okuyorum.

Şapkam yüzümü saklar halde.

Kadın, günaydın bile demeden, bağırarak “iskelede kimse yok, niye acaba” diyor.

Hiç cevap vermiyorum.

Tekrar soruyor, kendi kendine konuşuyor, kimse yok, “acaba seçim nedeniyle mi gelmediler.”

İnattayım, karardayım cevap vermeyeceğim.

Sonra telefona sarılıyor, bağıra bağıra vır vır, anlatıyor, konuşuyor.

Havaalanındayım, karşımdaki kadın, “sizi bir yerden tanıyorum, acaba nereden” diyor.

Hiç cevap vermiyorum.

“Tiyatrocu musunuz” diyor, hiç cevap vermiyorum..

“Mutlaka çıkaracağım, nereden nereden” diyor.

Nihayet inadım kırılıyor.

Kendinizi yormayın diyorum, başımı öne eğiyorum.

Kadın susmuyor.

Soruyor.

Metroda, yanımda kadın grubu var, tam 40 dakika hiç susmuyor.

Çocuklarını anlatıyorlar, çocuklarının dünyada eşi enderi yok, hepsininki özel.

Birbirlerini hiç dinlemiyorlar, illa billa kendi söyleyeceklerini nefessiz söyleyecekler.

Kadın restorana giriyor.

Kimsecikler yok.

Bir ben varım.

Kimse yok mu diye bana soruyor.

Kafamı çeviriyorum, hiç bakmıyorum, tekrar soruyor..

Kimse yok mu.

Cevap vermiyorum.

Kadına görmüyor musunuz, kimse yok, bana niye soruyorsunuz, beni niye rahatsız ediyorsunuz.

“Burada kimse yok, bana kim servis yapacak” demez mi.

İçimden..

Ey Allah’ım bu insanlar ne kadar çok konuşuyor.

Ey Allah’ım bunlar hiç susmaz mı?.

Herkes kendisinin kuklası olmuş, bu ne şuursuzluk, bu susmazlık.

Herkes size cevap vermeye mecbur gibi, bir soruyu defalarca sormak, on kere sormak.

Konuşarak insanları kendinize mahkum etmek.

Niye.

Yüzünüz de yok.

Başka uzvun olmasa bedensel eksikliğin var diyeceğim, ama susmayan yüzün, susmayan çenen olunca, hiç kimse gibi oluyorsun.

Konuşan hiç kimse.

Funda'ya takılanlar...

... Adam, üniversite de öğretim görevlisi ve profesör olmuş.

Fotoğraflarına baktım, genç biri, temiz yüzlü biri.

Tweet atıyor.

Valla, adı neyse, dört kere baktım adı aklımda kalmıyor bir türlü.

Diyor ki

"Senin zihniyetindeki kızlar, senin zihniyetindeki öğretmenler tarafından üniversiteye kadar, ortaokul ve lisede patlatılarak geliyor. Hiç dile getirilmiyor, bir düşün bakalım".

Böyle utanmaz, arsız düşünceleri, fikrini zikrini, kerimeleri bir araya getirmek inanılmaz.

Umarım kürsünden olursun.

Umarım kızların vardır..

Umarım, senden utanan kızların vardır. Umarım, utanarak o kızlarına dizlerinin dibine düşersin.

... Yarın pazar.

Ülkemiz seçime gidiyor.

O kadar önemli ki.

Oy kullanmayanlara, sonra ahkam kesenlere selam vermeyeceğim.

Kime oy verecekseniz verin.

Ama.

Lütfen hepiniz, hepimiz gidip oy kullanalım.

Ülkemiz için hayırlı olsun, güzel olsun.

Tek istediğim huzur.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...