Bana geldiği gibi muhtemelen pek çok kişiye AK Parti çevresinden mesaj yağıyordur.. Seçimde sandık tutanaklarında, birleştirme kayıtlarında hatalar, daha ötesi hile yapıldığına dair iddialar, belgeler..

Olabilir, doğrudur.. Yapılmadık şey değil.. İyi hoş da bu tutanaklar tutulurken AK Parti’nin sandık müşahitleri neredeydi diye sorarlar adama.. AK Parti il, ilçe başkanları ne işle meşguldü diye sorarlar.. Dünyanın dört bir yanından yabancı basın CHP İstanbul İl Başkanlığı’na akredite olmuş ve orada toplanıp seçimi izlerken tek bir yabancı gazetecinin AK Pati İl Merkezi’nde görünmemesine bakıp ‘Hayırdır.. Yoksa, acaba..’ diye meraka, endişeye kapılmayan AK Parti yöneticisine birileri ‘Uyanmanız için ne lazımdı..’ diye soran olur zahir.. İş işten geçtikten, Ekrem İmamoğlu’nun ipi önde göğüslediğine dair bilgi yayıldıktan sonra TV kanalını basıp ‘Reklamları falan kesin derhal, ben geçersiz oylar konusunda konuşma yapacağım..’ diye efelenene de biri çıkar ‘Selamın aleyküm..’ der herhalde..

Daha ötesi yere düşen ve dizi paralanan çocuğun doğrulup üzerini silkeledikten sonra ‘Acımadı ki.. Acımadı ki..’ diye koşuya devam etme çabasını hatıra getiren şekilde yaşananın farkına varmayıp nasıl zafer kazanıldığını anlatmaya çalışan medyaya dönüp ‘Alay mı ediyorsun bizim aklımızla..’ der biri herhalde..

Keza Türk siyasetinin en kıymetli simalarından Binali Bey’e ihtiyat payı bırakmaksızın ‘Kazandım..’ dedirtenlere biri çıkıp bir şeyler sorar diye bekliyorum..

.. Ve şu sözler sayın cumhurbaşkanımızın:

“Milletimizle aramızdaki kalpten kalbe giden yolun zedelenmesine yol açanlardan hesap soracağız..”

“Bakanlıklarımızda ve kurumlarımızda gerekli her adımı atacağız”

Düşünüyorum ki boşa söylenmemiştir bunlar…