İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

TEKAFÜL MÜ, TEGAFÜL MÜ?

YAYINLAMA:

Tekafül, risk paylaşımı temelinden katılımcıların varlıklarına dönük kayıp risklerini yönetmek üzere bir operatör tarafından havuzlandığı İslami sigortacılık faaliyetine verilen isimdir. Bu iş modeli sigortacılığın da teorisini temsil eder. Ticari sigortacılıksa teorisinden kopmuş bir halde risk ticareti faaliyeti gerçekleştirir.

Dünyanın birçok gelişmiş ekonomisinde tekafülü kooperatif temsil eder ve sadece sigortacılıkta değil, girişim sermayesi, bankacılık gibi birçok finansal modelde kooperatif vazgeçilmez görülür. İslami finans kooperatifin daha işlevselleştirildiği bir iş modeli sunması hasebiyle Türkiye’nin bu açığını giderebilecek önemdedir. Yani daha iyisine sahibiz ama bunalımlarımız var.

İslami sigortacılığı ifade eden kavramın tekafül olduğu üzerinde ittifak bulunur. Fakat Türkiye özelinde işler değişir. Türkiye’den, İslami finansta fıkhi uyumu öne alan yaklaşımıyla bir çıkış yapması beklenirken Türkiye modeli gibi bir beklentinin İslami sigortacılık düzenlemeleriyle içi boşalmış durumdadır.

Çünkü otorite kabul edilen kurumların asıl problem olan risk ticareti yerine faize odaklandıkları bir yaklaşım sunulur. Risk ticareti tahakküm ve tehdit dili oluşturan bir teorik boşluktayken faizsiz olsa ne olur, faizli olsa ne olur?

Türkiye’nin içinde bulunduğu bu bunalım ilk defa Din İşleri Yüksek Kurulu’un henüz bir tekafül uygulaması bulunmadığı 2005 yılında ticari sigortacılığı meşru kabul etmesiyle başlar. Bu kararın gerekçeleri incelendiğinde bir İslam hukuku görüşü sorulduğu halde dini değil global gerekçelerle alındığı görülür. Diyanet sonraları İslami sigortacılık yatırımları yapılmış olsa da bu kararının arkasında durduğunu fetvasını revize etmeyerek gösterir. Tekafül konusunda yeterince uzmanlık geliştirmesi gerektiği halde eski Sigorta Genel Müdürlüğü’nün şimdiki Sigorta ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun bu fetvaya yaslanıp risk ticaretinden faizi arındırarak Türkiye modeli sunmasıysa tuz biber eker.

Sözün özü Türkiye’de tekafül var fakat bir de tegafül var. Yani bilmezden, anlamazdan gelme, kulağı üstüne yatma.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...