İstanbul
Açık
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

LGBT POLEMİKLERİNE, LGBT VATANDAŞLARIN ONAYI VAR MI?

YAYINLAMA:

Dünya giderek yaşlanıyor! Bu yaşlanmayı-yok olmayı insan neslinin kontrolsüz ve saygısız yaşam tarzı hızlandırıyor… Gıda israfı, çevre kirliliği, doğa katliamları, zehirli madde ve gazların salımı… Hepsi ve daha nicesiyle insan nesli dünyayı adeta sırtından hançerliyor… Ve en önemli sorun olarak insan neslinin devamını sağlayan bir türlü kontrol altına alınamayan üreme güdüsü…

Son yıllarda dünya gündemini fazlasıyla meşgul eden mülteci krizlerinin de en rahatsız edici kısmı kontrolsüz üreme oldu…
Gittikleri ülkede üretime katkı sunup çalışmak yerine hızla üremeyi tercih eden, yatan, çalışmayan mülteciler o ülke vatandaşlarının da sesini yükseltmesine sebep oluyor…
Üst akla göre; “pandemiler ve hastalıklar yeterince etkili olamadı üremeyi azaltma ve fazla insan yükünü gemiden atmakta…”
Şimdilerde masaya sürülerek tüm dünyayı etkisi altına alan gıda ve enerji temini krizi bir nebze de olsa etkili olacak gibi görünüyor çünkü sorun artık insanların cebine dayanmaya başladı ve “aç bir dünyada çocuk büyütülmez” kaygısı sarmaya başladı genç nesli…
Yeter mi? Yetmez!
Uzun zamandır saman altından yürütülen desteklerle ciddi bir lobi sahibi olan üst akıl tüm dünyaya dayatılmaya çalışılan LGBT kartını da hızlı bir şekilde sürdü masaya…
Hem de akıllara zarar yansımalar eşliğinde… Podyumdaki mankenler, sanatçılar, yerel yöneticiler, bebekler ve çocuklar için üretilen oyuncaklar, sanal medya fenomenleri, basın medya yansımaları ve daha fazlasıyla LGBT ile yatıp LGBT ile uyanır olduk…

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; LGBT olun veya olmayın cinsel tercihler-hayatlar özel alandır ve kesinlikle saygı duyulması gereken “çok ama çok özel bir durumdur…”
Cinsel tercihi ne olursa olsun bireylerin özelini toplumun ortasında abartılı bir şekilde yansıtması kabul edilir bir şey değil…
Kimine göre nörolojik, kimine göre psikolojik, kimine göre kişisel tercih olan LGBT’nin sebebi her ne olursa olsun hiç kimseleri ilgilendirmez! Ne zamana kadar? Taaaaa ki toplumun “özel alanına ve değerlerine” dokunana kadar!

Şimdi şunu sormak istiyorum; hayatını LGBT bir birey olarak geçiren veya geçirmeyen birine toplumun değerlerine saygı duyduğu sürece yasalar müdahale etmeyi ön görüyor mu? Hayır yasalarda bir müdahale hakkı yok… O halde LGBT üzerinden herkesi diken üstü etmek amacıyla yürütülen bunca “kaos kampanyası” hangi akla hizmet ediyor?

Geçtiğimiz aylarda gözüme ilişen yurt dışı fonlu bir projenin ismini zihnimde bir yere oturtamadım… “Cinsiyet Eşitliği Projesi” neydi, nedendi, neden böyle bir başlık seçilmişti, başka bir başlık seçilse o hibeyi alır mıydı?
Cinsiyet eşitliği diye bir mantığın bana göre temeli yanlış çünkü böyle bir şey insanın yaradılışına, fizyolojisine, psikolojisine aykırı…
Hakta, hukukta, işte, sosyal hayatta, orada, burada, şurada eşitlik deyin fakat neden ‘cinsiyet eşitliği’ dediniz diye sorduğumda aldığım (tamamen duygusal) cevap beni hiç tatmin etmedi söyleyeyim…

Ve bence önemli bir detay daha var LGBT provokasyonlarında. Bunun üzerinde siyaseten ve maddi anlamda menfaat temin etmek isteyenler LGBT’li vatandaşlardan daha fazla yaygara çıkarması çok enteresan…
Bebeklik, çocukluk, gençlik yıllarının tamamı İzmir’de geçen bir birey olarak LGBT (ki o zaman bu tanımlamayı kimseler bilmezdi daha farklı tanımlamalar zikredilirdi) bireylerle fazlasıyla iç içeydik… Onlar kendi hayatlarını toplumun değerlerini gözeterek yaşardı, toplumda onları öyle bilirdi ve saygı duyardı… Hiç unutmam pazarlamacı bir abimiz vardı her hafta mahallemize gelir çarşaf, giyim, dantel, çeyizlik ürünlerini mahalleliye taksitle satardı… Mahalledeki tüm kızların çeyizinde kendisinden alınan eşyalar mutlaka vardı… Biz onu öyle bilirdik, öyle severdik, öyle saygı duyardık… O da aynı şekilde saygı duyardı hepimize…
Bir de hiç unutmam ortaokul-lise döneminde trans bir sınıf arkadaşımız vardı… Teneffüslerde veya kızlarla gerçekleştirdiğimiz her etkinlikte “sizlerle daha mutluyum” diyerek aramızda olmak isterdi… Tiyatro gösterilerimizde kadın rollerini isterdi bizlerde hiç sorun etmeden ona bırakırdık bu rolleri… Yine söylüyorum biz Murat’ı öyle bilip saygı duyardık o da bizim değerlerimize saygı duyup özeliyle şov yapmazdı…

Özetle; artan dünya nüfusunu azaltmak ve üremenin önüne geçmek için toplumlara dayatılarak cazip gösterilmeye çalışılan LGBT yaşam tarzı, gerçekte LGBT’li bireylerin kontrolünden çıkmış durumda ve inanıyorum ki onlar da bu durumdan ciddi anlamda rahatsız… Tıpkı Kürt meselesini Kürtler dışında herkesin kendi menfaatleri doğrultusunda konuşup zıvanadan çıkarması gibi… Kürtler de kendisine dair yaratılan ve dayatılan gerçeği yansıtmayan söylemlerden fazlasıyla rahatsız…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...