İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

LAİKLİK TARTIŞMASI: HER ŞERDE BİR HAYIR VARDIR.

YAYINLAMA:

Meclis Başkanı İsmail Kahraman “laiklik anayasadan çıkarılsın” ve yeni anayasada İslam’a vurgu yapılsın dediği zaman kıyamet koptu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu yeni anayasada da laiklik vurgusu yapılması gerektiğini ve bunun tartışılmasının bile yersiz olduğunu açıkladılar ve tartışmayı bitirdiler. İsmail Kahraman bu açıklamayı neden yaptı bilinemez. Bazıları bir kaza oldu diyor. Bazıları bunu sabotaj olarak görüyor. “Hatta bilinçli bir şekilde bu lafları söyledi” diyenler bile var. Neticede Meclis başkanı hiç gereksiz bir tartışmayı tetikledi ama her şerde bir hayır vardır demek lazım. Çünkü bu yolla artık yeni anayasanın içeriği konusunda verimli bir tartışma ortamının da yaratılması söz konusu.

Türkiye artık eskimiş ve devletin çalışmasını tıkayan bu sistemle idare edilmesi imkânsız. Biran evvel yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğunu herkes kabul ediyor. Bu yeni anayasanın etraflı bir şekilde tartışılması ve olgunlaştırılması gerekiyor. Ama maalesef Mecliste bulunan muhalefet partileri böyle bir faaliyette bulunma kapasitesine sahip olmadıklarını çok açık bir şekilde ortaya koydular onun için de AK Parti yeni anayasa hazırlama çabalarını yoğunlaştırdı. Sistem kilitlendi, çünkü askerlerin hazırladığı 1982 Anayasası siyaseti ve devleti tamamen kontrol altında tutacak cunta liderinden devşirme cumhurbaşkanına sınırsız yetkiler vermiş ve ona hiçbir sorumluluk yüklememiştir. Yani 1961 Anayasasındaki sembolik cumhurbaşkanı 1982 Anayasasında sembolik olmaktan çıkmış ve tam yetkili ama hesap vermeyen bir yetkili haline gelmiştir. Şimdi bir de 2010 anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanını halka seçtirdiğimiz zaman halkın iradesini arkasına almış ve yetkileri başkanlık sisteminde bile olmayan bir cumhurbaşkanı ortaya çıkmıştır. Başbakan, hükümet ve parlamento gölgede kalmıştır. İşte Recep Tayyip Erdoğan bunu değiştirip bu çarpık hali normale döndürmek istemektedir. Ama bütün bunları enine boyuna tartışıp ülkeyi yeni ve çağdaş bir sisteme kavuşturmamız lazım. İnşallah Meclis başkanının talihsiz açıklaması bu yolu açar…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...