Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Parçalı bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Enerji problemi

YAYINLAMA:

Yıllık yüzde 8.5 artan enerji ihtiyacımızı göz önüne alırsak bu yıla kadar yapılması planlanan HES’ler, enerji hepsi yapılsa bile ihtiyacımızın yaklaşık yüzde 5’ini karşılayabilecek. Halbuki oldukça eski olan elektrik iletim hatlarını yenileyip, kayıpları ve kaçakları azaltarak kazanılacak enerji, HES’lerden kazanılacak enerjiye yakındır.

Elektrik iletim hatlarının yarattığı bir diğer problem ise kanser problemidir. Yıllar önce İlçemizin her sokağında uzayıp giden bu hatları eksik olmasın Belediye Başkanımız hepsini yer altına taşıdı. En çok bu hatlar Karadeniz bölgemizde var.

Karadeniz halkının zaten Çernobil nedeniyle çok çektiği kanser. Üretilecek az miktarda elektriğin ulaştırılması[u1] için yüzlerce kilometrelik yeni yüksek gerilim hatları çekilecek. Karadeniz’deki halihazırda bulunan hatların bile kanser oranını büyük ölçüde arttırdığı geniş çaplı arttırdığı geniş çaplı TÜBİTAK araştırmalarıyla kanıtlanmışken bunlara yenilerinin eklenmesi bölgeyi yaşanmaz hale getireceği düşünülebilir.

Son dönemlerde özellikle Karadeniz bölgesindeki HES’lere yer altı suyunun çekilmesi sretiyle yasa dışı bir şekilde su takviyesi yapıldığı tespit edilmiştir. Bunun su döngüsüne vereceği zarar bir yana oldukça eğimli arazide kontrolsüz şekilde yapılan yar altı suyu çekiminin heyelan riskini büyük ölçüde artıracağı açıktır.

HES’lerin bütün suyu almadıkları, yüzde 10’unu can suyu olarak bıraktıkları söylenmektedir. Deniz zayıf akan ya da akmayan akarsu karşısında üstünlüğü ele geçirerek akarsu yatağından içeri doğru ilerlemeye başlar, deniz suyu yer altı sularına karışarak o suyu tuzlandırır. Bu su kilometrelerce ötedeki tarlaları tuzlandırır. Toprak çölleşmeye başlar.

Sonuç olarak doğanın dengesinin bozulup iklimin değişmesi, içecek, hayvanlara, tarlalara zarar verir. Yani biz insanlar bir şeyi yapmadan önce iyi düşünüp araştırıp öyle girişimlerde bulunmalıyız.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *