
En temiz enerji, verimlilik ile gelecek
Verimlilik, enerji yeterliliğinin bir numaralı hedefi. Çünkü en büyük tüketim payı, verimsizlikle boşa harcanan enerjiye gidiyor. Rakamlar, üretilen enerjinin neredeyse üçte ikisinin boşa harcandığını gösteriyor. ‘Ölçülebilirsen kontrol edebilirsin’ diye bir söz vardır. Kaçan enerji ölçülebildiğinden bu yana, bu konuda çalışmalar müthiş hız kazandı.
Bir yandan temiz enerji yatırımları, bir yandan da enerji verimliliği yatırımları yükselmektedir. Her ikisi de karbonsuzlaşma yolunda değerli adımlardır. Çünkü fosil yakıt temelli enerji üretiminde, ortalama verimlilik yüzde 33-35 seviyelerindedir. Yani üretilen enerjinin yüzde 65-67’si ısı kayıpları olarak atmosfere salınmaktadır.
Bu bilgi, fosil yakıt temelli enerji üretim tesislerinin (özellikle kömür, doğal gaz ve petrol ile çalışan termik santrallerin) tipik verimlilik oranlarına dayanmaktadır. Geleneksel buhar türbinleriyle çalışan termik santrallerde, fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan enerjinin sadece yaklaşık yüzde 33-35'i elektrik üretimine dönüşürken, geri kalan yüzde 65-67'si ısı kaybı olarak atmosfere salınmaktadır.
Enerji Verimliliği Eğitim Kitabı gibi uzmanlar, akademisyenler ve STK iş birliği ile üretilen yayınlar var. ETKB, sürdürülebilir enerji kullanımı, enerji yönetimi, enerji etütleri, alternatif enerji kullanımı ve atık ısı geri kazanımı gibi başlıklar altında enerji verimliliğinin artırılması için temel bilgi ve stratejileri bu içerikte sunuyor. Çünkü, enerji arzı yeterli kalmıyor, ithal ediyor ve cari açık kıskacında kıvranıyoruz.
TEMİZ ENERJİ İLE ENERJİ VERİMLİLİĞİ ARASINDAKİ İLİŞKİ
Sıfır Karbon Elektrik Üretimi: Temiz enerji kaynakları olan güneş, rüzgar, hidroelektrik ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji teknolojileri, enerji üretiminde sıfır karbon emisyonu sağlayarak enerji verimliliğini artırır.
Elektrifikasyon: Ulaşım, ısıtma ve endüstriyel süreçlerde temiz enerjiyle sağlanan elektrik kullanımının yaygınlaşması enerji tüketimini optimize eder.
Enerji Verimliliği ve Atık Isı Geri Kazanımı: Atık ısının geri kazanımı, sanayi süreçlerinde ortaya çıkan enerji kayıplarını önleyerek sürdürülebilir enerji kullanımını destekler.
Kojenerasyon ve Trijenerasyon Sistemleri: Elektrik ve ısı enerjisinin eş zamanlı üretilmesi, fosil yakıt kullanımını azaltır ve enerji verimliliğini artırır.
Enerji Depolama Teknolojileri: Yenilenebilir enerji kaynaklarının kesintili üretimini dengelemek için enerji depolama yöntemleri (hidrojen depolama, bataryalar, pompalanmış hidroenerji vb.) kullanılır.
YEŞİL HİDROJEN ÜRETİMİNİN ENERJİ VERİMLİLİĞİ İLE İLİŞKİSİ
Yeşil Hidrojen Üretimi: Yenilenebilir enerji kaynakları (güneş ve rüzgar) ile suyun elektrolizinden elde edilen yeşil hidrojen, karbon salınımı olmadan enerji sağlar. Yakıt hücreleri ile doğrudan elektrik enerjisine dönüşürken yüzde 60-70 arasında bir verim sağlanmaktadır.
Elektroliz Yöntemi: Yeşil hidrojen üretiminde elektrolizörler kullanılır. Elektroliz işlemiyle suyun ayrıştırılması sırasında açığa çıkan enerji, enerji depolama ve elektrik üretiminde doğrudan kullanılabilir.
Enerji Depolama Kapasitesi: Hidrojenin enerji depolama kapasitesi oldukça yüksektir. Güneş veya rüzgar enerjisinden elde edilen elektrik, elektroliz yoluyla hidrojene dönüştürülüp depolanabilir; ihtiyaç anında elektrik üretiminde kullanılabilir.
Kojenerasyon Uygulamaları: Hidrojen, kojenerasyon sistemlerinde yüksek enerji verimliliği sağlar. Bu sayede hem elektrik hem de ısı enerjisi elde edilebilir.
Enerji sektöründeki tüm bileşenler, temiz enerji kurulu gücün artışını çözüm olarak sunuyor. Arz güvenliği, ekonomik faydası, sosyal etkisi, net sıfır hedefine katkısı, yeşil dönüşümde temiz enerji ve yeşil hidrojen üretimini bu yüzden öncelikli kılıyor. Gerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı gerekse Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, bu nedenle verimlilik kadar temiz enerji ve yeşil hidrojen konularına öncelikli alanlar olarak yaklaşıyor. Artık mevzuatın tamamlanması ve hidrojene özel bir otorite atanması bu nedenlerle elzemdir.
***
19 MAYIS, GENÇLİK VE ATATÜRK
Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nı başlattığı gündür 19 Mayıs.
Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin başladığı ve Milli Mücadelenin fitilinin ateşlendiği tarihtir. 19 Mayıs'ı Türk gençliğine armağan eden kurucu cumhurbaşkanımız, bugünü "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak ilan etmiştir. Gençliğe olan güvenini n güzel şekilde sergilemiştir.
Bugün, sadece bir bayram değil, aynı zamanda Atatürk'ün ideallerini ve bağımsızlık mücadelesini anma günüdür.
Doğum gününü ‘19 Mayıs’ olarak belleten Atatürk, Gençliğe Hitabesinde vizyonunu sergilemiş, ödev ve görevleri net olarak belirlemiştir.
Hababam Sınıfı gibi sıradan bir eğlence unsuru bile bu vizyon sayesinde başyapıta dönmüştür. Arsız tembel de olsa Türk genci, Ata’sını bilir, sayar, sözünü görev sayar.
Bugün, çok yönlü çok sayıda çok farklı tartışmaların odağında da gençler var, bizim gençlerimiz, bizim çocuklarımız.
Dönüp dönüp okumak, anlamak gerek Gençliğe Hitabeyi.
Her durumda umut vardır, yeter ki kim olduğunu unutma diyen hitabeyi…
“Ne mutlu Türküm diyene!” sözünü anlamından uzaklaştıran, “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” cümlesini hiç anlayamayan zihniyetten çabucak kurtulabiliriz. Çünkü, “Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” diyen önderin izindeyiz.
Muazzez İlmiye Çığ’ın Atatürk’e atfen yazdığı sözleriyle bitirelim: Ruhun kıvansın!..