Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

CFO toplantısının düşündürdükleri – II: Teknolojik değişim, yapay zekâ ve firmanın finansal yönetimi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bütün dedeleri Kuva-yı Milliyeci olan birisi olarak öncelikle gençlerimizin ve sonra da bütün milletimizin 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını kutlarım. Atatürk’ün ülkemizi emanet ettiği gençlerimiz her şeyin en iyisine layıktır.

***

Geçen yazıda 14 Mayıs 2025 Çarşamba günü katıldığım BMI ve Data Expert’in ortaklaşa düzenlediği geleneksel CFO Summit’in 9. Zirvesine dair görüşlerimi paylaşmıştım. O yazıda yüksek belirsizlik ortamının firmalar ve CFO’lar için yarattığı sorunları ele almıştım. Bu yazıda ise CFO’lar için değişen teknolojinin yarattığı tehdit ve fırsatlardan bahsedeceğim

TEKNOLOJİK DEĞİŞİMİN CFO’LARA GETİRDİĞİ FIRSATLAR VE TEHDİTLER

Teknolojik değişim kurumsal firmalar ve onların stratejik yöneticileri, özellikle CFO’ları, için hem fırsatlar hem de tehditler üretir. Bu fırsat ve tehditleri dörder kalemde özetledim. Aşağıda sırasıyla ilk önce fırsatlar, sonra da tehditler sıralanmıştır.

FIRSATLAR

1. Veri Analitiği ve Karar Destek Sistemleri:

Günümüzün dijital çağında gelişmiş veri analitiği ve karar destek sistemleri, CFO’ların finansal yönetim anlayışını kökten dönüştürmektedir. Büyük veri analizi, yapay zekâ ve makine öğrenmesi gibi teknolojiler sayesinde, CFO’lar geçmişten çok daha büyük veri setlerini gerçek zamanlı analiz edebilmekte ve belirsizlikler içinde daha isabetli öngörülerde bulunabilmektedir. Bu sayede riskleri önceden tespit etmek, fırsatları hızla değerlendirmek ve stratejik kararları daha sağlam temellere oturtmak mümkün hâle gelir. Sonuçta, finansal yönetimde reaktif olmaktan çıkıp proaktif bir pozisyona geçmek, şirketin rekabet avantajını artırır.

2. Operasyonel Verimlilik ve Otomasyon:

Teknolojik ilerleme, CFO’ların ve finans ekiplerinin operasyonel yükünü büyük ölçüde hafifletmektedir. Robotik süreç otomasyonu (RPA) başta olmak üzere çeşitli dijital çözümler, manuel ve zaman alıcı finansal işlemleri otomatikleştirerek hem hataları azaltır hem de insan kaynağının stratejik işlere yönelmesini sağlar. Bu otomasyon dalgası, finansal raporlamadan ödeme-tahsilat süreçlerine, bütçelemeden denetim faaliyetlerine kadar pek çok alanda verimlilik ve hız kazandırır. CFO için ise hem zamandan hem maliyetten önemli bir tasarruf anlamına gelir.

3. Maliyet Tasarrufu ve Hızlı Adaptasyon:

Dijitalleşmenin bir diğer önemli avantajı, şirketlerin sabit ve değişken maliyetlerinde ciddi düşüşler sağlayabilmesidir. Bulut tabanlı finansal yazılımlar ve uzaktan erişim imkânları sayesinde, altyapı yatırımlarının ve idari maliyetlerin önemli bir kısmı minimize edilir. Ayrıca yeni teknolojiler, şirketlerin pazar koşullarındaki değişimlere çok daha hızlı adapte olmasına imkân tanır. Bu çeviklik, CFO’nun kaynakları etkin bir şekilde yönlendirmesine ve şirketin krizlere karşı dayanıklılığını artırmasına katkı sağlar.

4. Yenilikçi Finansal Ürün ve Modeller:

Teknolojik gelişmeler, finans dünyasında da geleneksel yöntemlerin ötesine geçen yeni ürün ve modellerin doğmasına öncülük etmektedir. Blockchain tabanlı çözümler, akıllı sözleşmeler, dijital para birimleri ve fintech uygulamaları, CFO’lara sermaye yönetimi, yatırım ve risk dağılımı açısından çok daha geniş bir hareket alanı sunar. Bu yenilikler, şirketlerin hem yeni finansman kaynaklarına ulaşmasını hem de uluslararası piyasalarda daha esnek hareket etmesini mümkün kılar. CFO’nun rolü, finansal inovasyonun hem uygulayıcısı hem de stratejik yönlendiricisi olarak daha kritik bir hâl alır.

TEHDİTLER

1. Teknoloji Yatırımı ve Eskime Riski:

Hızla değişen teknolojik ortamda, CFO’ların karşılaştığı en büyük tehditlerden biri yapılan teknoloji yatırımlarının kısa sürede eskiyip atıl hâle gelme olasılığıdır. Yanlış zamanlamayla veya yetersiz analizle yapılan yatırımlar, şirkete fayda sağlamaktan çok ek maliyet ve operasyonel yük getirebilir. Ayrıca, mevcut altyapının sürekli güncellenmesi zorunluluğu, finansal planlamada ek belirsizlikler yaratır. Bu nedenle CFO’nun teknoloji seçimini yaparken stratejik öngörü ve çevikliği bir arada kullanması hayati önem taşır.

2. Siber Güvenlik ve Veri Riski:

Dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte, finansal verilerin bütünlüğü ve güvenliği CFO’ların öncelikli endişe alanlarından biri hâline gelmiştir. Siber saldırılar, veri sızıntıları ve finansal dolandırıcılık girişimleri, şirketin itibarı ve sürdürülebilirliği üzerinde doğrudan tehdit oluşturur. Özellikle finansal işlemler ve müşteri bilgilerinin korunması için sürekli olarak gelişmiş güvenlik çözümlerine yatırım yapılması gerekmektedir. Bu da hem maliyet hem de uzmanlık ihtiyacını sürekli artırır.

3. Yetenek Açığı ve İnsan Kaynağı Dönüşümü:

Teknolojik ilerlemenin hızı, finans departmanında çalışanlardan da yeni beceriler talep etmektedir. Dijital okuryazarlık, veri analitiği ve teknolojiye uyum gibi nitelikler artık sadece tercih değil, zorunluluk hâlini almıştır. CFO’lar, bu dönüşüme ayak uyduramayan ekiplerin yenilikçi çözümler geliştirememe ve rekabetten geri kalma riskini göze almak zorunda kalır. Yetenek açığı, yalnızca verimlilik kaybı değil, aynı zamanda kurum kültüründe ve ekip motivasyonunda da kırılmalar yaratabilir.

4. Regülasyon ve Yasal Uyum Riskleri:

Teknolojideki hızlı gelişim, mevzuatın bu tempoya ayak uydurmasını çoğu zaman imkânsız kılar. CFO’lar için yeni finansal ürünlerin veya dijital çözümlerin yasal zeminde tam olarak karşılık bulamaması büyük bir belirsizlik yaratır. Regülasyonların gerisinde kalan ya da uyumsuz bir teknolojiyle yol alan şirketler, yüksek para cezaları ve itibar kaybı gibi ciddi risklerle karşılaşabilir. Bu nedenle CFO’nun teknolojik yenilikleri hayata geçirirken hukuki danışmanlık ve mevzuat takibi konusunda ekstra hassas olması gerekir.

Son dönemde hayatımıza iyice girmiş bulunan ve bu, ilerideki rolü düşünülünce, daha başlangıç olan Yapay Zekâ’nın yeni teknolojinin en önemli ürünü olduğunu biliyoruz. Onun için Yapay Zekâ’nın finans yönetimi ve CFO’lar için ne anlama geldiğini de tartışmak isterim.

YAPAY ZEKÂ (AI) TANIMI VE İŞLEVLERİ

Yapay zekâ (Artificial Intelligence, AI), bilgisayarların veya makinelerin, normalde insan zekâsı gerektiren görevleri yerine getirme yeteneği olarak tanımlanır. Bu teknoloji, öğrenme, akıl yürütme, problem çözme, örüntü tanıma ve dil anlama gibi bilişsel süreçlerin yazılımlar aracılığıyla taklit edilmesini sağlar. AI; makine öğrenmesi, derin öğrenme, doğal dil işleme ve bilgisayarla görme gibi alt dallarıyla son yıllarda baş döndürücü bir hızla gelişmiş, sadece akademik bir konu olmaktan çıkarak iş dünyasında da temel bir dönüşüm aracı hâline gelmiştir.

Günümüzde yapay zekâ, büyük veri işleme kapasitesi ve özyinelemeli algoritmalar sayesinde, karmaşık analizlerden otomatik karar desteğine, görüntü ve ses tanımadan öngörüsel modellemelere kadar çok geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Özellikle finans, sağlık, perakende ve üretim gibi sektörlerde yapay zekânın sunduğu otomasyon, öngörü ve hız avantajları, kurumların rekabet gücünü ve inovasyon kapasitesini artırmaktadır.

YAPAY ZEKÂ (AI) CFO’LARIN İŞİNİ NASIL KOLAYLAŞTIRABİLİR?

1. Otomatik Raporlama ve Gerçek Zamanlı Finansal İzleme:

Yapay zekâ, finansal verilerin otomatik olarak toplanmasını, işlenmesini ve raporlanmasını mümkün kılar. Bu sayede CFO’lar, geleneksel olarak manuel ve zaman alan raporlama süreçlerinden kurtulur, finansal tabloları gerçek zamanlı olarak izleyebilir ve kritik kararları çok daha hızlı alabilirler. Otomasyon, hata payını minimize ederek verilerin doğruluğunu ve güncelliğini de artırır.

2. Gelişmiş Tahminleme ve Risk Analizi:

AI tabanlı analiz araçları, geçmiş ve mevcut verilerden yola çıkarak, şirketin gelecekteki gelir, gider, nakit akışı ve risk profillerini yüksek doğrulukla öngörebilir. Bu gelişmiş tahminleme, CFO’ların belirsizlik ortamında bile finansal planlarını daha güvenle yapmasını sağlar. Ayrıca, olası kriz senaryolarını ve riskleri önceden tespit ederek proaktif önlem alma şansı sunar.

3. Dolandırıcılık ve Anomali Tespiti:

Yapay zekâ, büyük hacimli finansal işlemler arasında olağan dışı ve şüpheli hareketleri çok hızlı bir şekilde saptayabilir. Bu sayede CFO’lar, potansiyel dolandırıcılık ve mali suistimal risklerine karşı erken uyarı sistemi elde etmiş olur. AI’ın sürekli öğrenme özelliği, finansal tehditlere karşı savunma mekanizmalarını sürekli günceller ve güçlendirir.

4. Kişiselleştirilmiş Karar Destek:

AI tabanlı sistemler, firmanın faaliyet gösterdiği sektör, büyüklük, coğrafya ve stratejik hedeflerine göre CFO’ya özelleştirilmiş analiz ve öneriler sunabilir. Farklı finansal senaryoları anlık olarak modelleyen yapay zekâ, CFO’nun yatırım, borçlanma veya kaynak tahsisi gibi kritik kararları daha bilinçli ve güvenli şekilde almasına yardımcı olur. Bu kişiselleştirilmiş yaklaşım, karar alma sürecini hızlandırırken, hata payını da azaltır.

YAPAY ZEKÂ (AI) CFO’LARIN İŞİNİ NASIL ZORLAŞTIRABİLİR?

1. Karar Mekanizmasının Şeffaflığı ve Hesap Verebilirlik:

Yapay zekâ sistemlerinin çoğu, özellikle derin öğrenme tabanlı olanlar, nasıl ve neden belirli bir öneri ya da sonuç ürettiklerini kullanıcıya açıkça göstermez. Bu “kara kutu” özelliği, CFO’nun AI destekli kararlarını yönetim kurulu, yatırımcılar veya denetleyici otoriteler önünde gerekçelendirmesini güçleştirir. Sonuç olarak, şeffaflık eksikliği, finansal yönetimde güven sorunları ve kurumsal sorumluluk açmazları yaratabilir.

2. Yapay Zekâya Aşırı Bağımlılık Riski:

Finansal yönetimde AI çözümlerinin sunduğu hız ve kolaylık, zamanla CFO ve ekibinin içgüdüsel, deneyime dayalı karar alma becerisinin körelmesine yol açabilir. Ayrıca, yapay zekâ sistemlerinde nadir de olsa algoritmik hata, veri seti yanlılığı veya sistem manipülasyonu riski vardır. Bu durumda CFO’nun körü körüne teknolojiye güvenmek yerine, insan aklını ve eleştirel düşünmeyi devreye sokması gereklidir.

3. Etik ve Sorumluluk Sorunları:

Yapay zekâ tarafından yapılan analiz veya verilen tavsiyelerde, kullanılan veri setlerinin önyargılı veya eksik olması hâlinde, yanlış ya da adil olmayan finansal kararlar ortaya çıkabilir. Bu durumda hem şirket içi etik sorunlar hem de yasal sorumluluk riskleri artar. CFO, yapay zekâya iş teslim ederken kurumsal etik standartları, toplumsal etkiler ve regülasyonlara uyum konusunda özel bir hassasiyet göstermelidir.

4. Teknoloji ve İnsan Kaynağı Arasındaki Denge:

AI tabanlı dönüşüm, bazı finansal pozisyonların işlevsiz kalmasına ve ekipte yetkinlik krizi yaşanmasına yol açabilir. CFO, bir yandan yenilikçi teknolojilere yatırım yaparken, diğer yandan ekibin motivasyonunu ve gelişimini sağlamak zorunda kalır. İnsan kaynağıyla teknolojik araçlar arasında doğru denge kurulamazsa, kurumsal bağlılık ve iş verimliliği zarar görebilir.

Görüldüğü üzere önümüzdeki 20 yıl içinde iş hayatında örgütlenme ve iş yapma tarzı 180 derece değişecektir. O yüzden kurumsal firmalarımızın kendilerini bu değişime şimdiden hazırlamaları gerekmektedir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *