İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​DOLARİZASYON VE #DöviziniBoz

YAYINLAMA:

Dolarizasyon, ekonomide ulusal para birimi yerine döviz cinsinden tasarrufların değerlendirilmesidir. 2002 – Kasım 2016 döneminde Türk bankacılık sisteminde dolarizasyonun %57 seviyesinden %39 seviyelerine düştüğü görülür.

doviz

Son 14 yıllık dönemde güçlü TL politikası ve ekonomik istikrar başarılı olmuştur. Aynı dönemde mevduat ve katılım fonu tabanı ise 138 milyar TL’den Kasım 2016 itibariyle 1,363 trilyon TL’ye yükselmiştir. Bu tutarın %39’u yabancı para cinsinden mevduat ve katılım fonundan oluşur. Bu durum dövizini bozdur kampanyasının tam anlamıyla karşılık bulması durumunda kurdaki düşüşün sağlanabileceğini göstermektedir. Ancak paylaşılan verilere göre sadece 10 milyar USD’lik gerçekleşme olduğu bilinmektedir.

Başka bir ifade ile 530 milyar TL’lik dövizin 35 milyar TL’lik kısmı bozdurulmuştur. Kampanyanın başarılı olabilmesi için gerekli olan 60 milyar USD seviyesine henüz ulaşılamamıştır. Dolarizasyonda da iyileşme olmayacağı, sene sonu itibariyle bankaların döviz cinsinden mevduat ve katılım fonlarının azalması değil, kurdaki artış nedeniyle TL cinsinden yükseleceği anlaşılmaktadır.

Toplamda ise bankaların mevduat ve katılım fonu tabanının sene sonu bilançosunda büyüdüğü görülecektir. Ancak bu büyümede kur etkisi ve kaynakların nemalandırılmasından ortaya çıkan artışın sanal etkisinin olacağını belirtmek gerekir. Yani bankaların kaynak tarafında tasarruftan kaynaklanan gerçek büyümenin sınırlı olacağını ancak kurdaki artışın ve faiz/kar payı tahakkuklarının etkili olacağı bilmek gerekir.

Bankaların aktif tarafta da %33 seviyesinde döviz cinsinden kredileri yer aldığından aktif büyümesinde de kur etkisi olacaktır. Sene sonu bilançosu bakımından bankaların bu sene ortalama üzerinde büyümesi büyük oranda kurdaki artışlardan beslenecektir.

Bankaların mevduat ve katılım fonları ile kredinin içinde benzer oranlarda döviz cinsinden varlıklar ve kaynaklar barındırması önemli bir kur riski taşımadıklarını gösterir. Bu nedenle dövizini boz kampanyasının banka bilançoları üzerinde önemli miktarda olumsuz etki yapmayacağı anlaşılabilir.

Ancak kurla mücadelede anlık çözümler nedeniyle operasyonel çözümler ortaya koymak daha önemlidir. Tasarrufların artırılmasına yönelik tedbirler çok önemlidir ve takip edilmelidir. Bunların yanında nükleer santral yatırımları gibi dışa bağımlılığımızı azaltacak projeler ve ihraç edilebilir ürünlerin üretilip pazarlanmasına yönelik hamleler üzerinde daha fazla yoğunlaşılmalıdır.

Teşvik paketleri hazırlanmakta fakat neleri ihtiva ettiği, nasıl yararlanılabileceği, iş fikirlerinin kime sunulacağı, kimin dinleyeceği, gerçekten teşvik sunulup sunulmayacağı gibi bilgileri paylaşacak dağıtım kanalları yetersiz veya bulunmamaktadır. Teşvik, hibe programları hazırlanmadan önce bu faaliyetlerin ilgililerine ulaştırılacağı kanallar hazırlanmalıdır. Az da olsa teşvik var, bilen ve yararlanabilen yok.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...