İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​BÜYÜME VE KALKINMA

YAYINLAMA:

Bu hafta TL’nin değerinde düşüş yaşandı. TL’deki değer kaybının kaynağı FED’in politika faizini artırma beklentisinin bir hafta içinde %20’den %91’e çıkmasıdır. Son dönem FED yetkililerinin söylemleri ve açıklanan veriler 15 Mart’taki toplantı için en azından 0.25 puanlık bir artış olacağı ihtimalini güçlendirmiştir. Açıkçası şubat istihdam rakamlarının açıklanması ile FED toplantısından çıkacak karar büyük oranda belli olacaktır. Tatmin edici ilave istihdam seviyesine ulaşılmasının tespit edilmesi halinde faiz artırım kararının çıkması kesinleşecektir.

FED’in faiz artırımı kararı vermesinin politik sonuçları da var. ABD ekonomisinin iyi yolda olduğu anlamına gelecek faiz artırım kararı, halen tartışılan Trump’ın başkanlığının piyasadan kabul gördüğü algısını doğuracak ve kamuoyu Trump’ı benimseyecektir. Böylelikle protesto havası dağılacak ve Trump gaza basacaktır. Bu sebeple Yellen’den pek de hoşlanmayan Trump, FED ile bir dayanışma içine girebilir.

ABD’deki gelişmeler kısa vadede gelişmekte olan ekonomileri yakından ilgilendirecektir. ABD büyük fonları cezbetmeye başladı bile. Softbank’in 100 milyar USD’lik yatırım ve 50 bin istihdam taahhüdüne Birleşik Arap Emirlikleri’nden Mubadala isimli fon 15 milyar USD, Suudi Varlık Fonu ise 45 milyar USD ile katılmak üzere anlaştı. Başkaca yatırım planları da yeni ABD yönetimiyle ile iyi ilişkiler kurmak isteyen çevreler tarafından Trump ve çevresine sunulmakta. Brezilya, Meksika gibi gelişmekte olan ekonomiler kıvransa da Türkiye ekonomisinde pozitif bir durum hakim.

Türkiye’de yüksek kur döneminin yatırımcılar için fırsat olduğunu söylemiştik. Yüksek kur ile Türkiye’de sermaye piyasalarına girenler sene başından bu yana %17 kar etmiş durumda üstelik çıkmak istemeleri halinde daha düşük olan kur seviyesinden ilave kar elde etmiş olacaklardır. Kurun azalan trend içinde olması yatırımcıları bu kolay kar alanına çekecektir. Bu noktada işadamlarının istihdam sözleri önemlidir.

İşadamlarının istihdam sözleri büyük oranda referandum sonrasında karşılık bulacaktır. Bu durum referandum sonrasında piyasada üretim artışı ile beraber yeni işlerle ücretli kesimin büyümesi ve tüketimin artması ve bir refah ortamı açılmasını sağlayacaktır. Böylelikle referandum sonucunun piyasada kabul gördüğü sonucu ortaya çıkacaktır. Piyasanın olumlu tepkisi toplum kesimlerinde referandum sonucunun içselleştirilmesini sağlayacaktır. Bu sayede hükümet için bir teşvik doğacak ve güçlü ve yüksek bir büyüme ortamı yaşanacaktır. Türk ekonomisinin artan dinamizmi yatırımcıları çekecek ve kur üzerindeki baskı azalacaktır. Tıpkı 2002 sonrası dönemde olduğu gibi sürekli azalan bir kur ve artan sermaye piyasaları trendi yaşanabilir. Bu durum daha fazla yatırımcı demektir.

Bir bolluk dönemi yaklaşıyor. Üretime yönelik yatırımları yapmayı teşvik etmeliyiz. Türk ekonomisi içinde %20 olan sanayinin payını %30-40 seviyelerine çekebileceğimiz bir 10 yıllık periyot yakalayabiliriz. Sanayinin payını %30’un üzerindeki seviyelere atmamız mümkün olursa ekonomimiz bugünkü halinden her bireyin memnun çok farklı bir konuma gelecektir. Bu periyotta kalkınma yatırımları önemli olacaktır. Şimdiden kalkınmaya yönelik yatırımlar güçlendirilmelidir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...